Languages فارسی فارسى درى English اردو Azəri Bahasa Indonesia پښتو français ไทย Türkçe Hausa Kurdî Kiswahili Deutsche РУС Fulfulde Mandingue
Scroll down
Aile

Acaba İslam dini Kadın’ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

2016/02/02

Acaba İslam dini Kadın’ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

Acaba İslam dini Kadın’ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Kısacası Kadının Sünnet edilmesi yalnızca Arap toplumunda uygulanan bir adet midir yoksa dini dayanakları bulunmakta mıdır bu yazıda bu konuya açıklık getirmeye çalıştık. Böyle bir yazı hazırlamakta amacımız okuyucularımızın bu konu hakkında soru sormalarıdır.

İlk önce genel olarak durumu açıklamaya çalışacak daha sonra konuyla ilgili hadis ve dini metinler üzerinden ayrıntılı açıklamayı yapmaya çalışacağız.

Sünnet her Müslüman erkek için farz olan bir ameldir. Bunun yanında her Yahudi erkeği için Yahudilikte sünnet olmayı farz bilmektedir. Hristiyanlık ise takipçilerini bu konuda özgür bırakmıştır. Elbette günümüz dünyasında yapılan araştırmalar sonucunda sünnet özellikle batıda ve Hristiyanlar arasında yaygınlaşmaktadır. Onlar açısından daha çok sağladığı hijyen ve cinsel lezzeti artırıcı özelliği yaygınlaşmasının sebebidir.

Kadınların sünneti konusunun başlı başına ayrı bir durumu söz konusudur.

Kadınların sünnet olması durumu İslam öncesinde Arap toplumunda yaygın neredeyse gerekli görülen bir aktiviteydi. Elbette bu adet o dönemde birçok diğer medeniyette de varlığını sürdürmekteydi. Bu operasyonlar birçok şekilde gerçekleşmekte idi. İslam dini yalnızca bunun nasıl yapılmasını gerektiğini bildirmiştir. Yani İslam dininin getirdiği bir destur değildir. Arap toplumunda olan ve Allah resulünün yasaklamadığı ve genç kızlara uygulanan bir operasyondur. Hadisler ışığında anlaşıldığı üzere bu operasyonun masum imamlar tarafından öğretilme sebebi teşvik etmek değil daha çok var olan bir âdetin en doğru ve en zararsız şekilde uygulanmasını sağlamaktır.

Bu operasyonu gerçekleştiren ve yapan toplumlar aşağıda zikir edeceğimiz unsurları bu operasyonun sebep ve gerekçe olarak açıklamaktadırlar:

1.      Kız çocuklarının tam gelişimini sağlamak.

2.      Kız çocuklarını evliliğe hazırlamak.

3.      Kız çocuklarının evlilik öncesi cinsel isteklerini kontrol altına almak.

4.      Kadının ve erkeğin cinsel birliktelikten daha fazla lezzet almasını sağlamak.

5.      Atalarının gelenek ve göreneklerini yaşatmak.

Şimdi bu konuda nakledilen rivayetleri aktarıyor sizden teveccüh ederek yapılan tahlile dikkat etmenizi istiyoruz:

İmam Sadık(a.s) şöyle buyuruyor: “Peygamber efendimizle birlikte bazı Mekkeli kadınlarda Medine’ye hicret etmişlerdi. Bu kadınların arasında “Ummu Habibe” diye biri vardı Mekke de kadınları sünnet etmekle tanınmış birisiydi. Peygamber efendimiz onu görünce yanına çağırdı ve sordu: Mekke de yaptığın işe, mesleğine burada da devam mı ediyorsun? Ummu habibe: Evet, Allah’ın Resulü dedi. “Eğer bu iş haramsa, siz onu terk etmemi istiyorsanız ise terk ederim” dedi. Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular: Haram değil, helaldir ama yaklaş sana bir şey öğreteyim dedi ve kadın Allah Resulüne yaklaştı Allah resulü şöyle buyurdular: sünnet ederken ifrat etme ve az sünnet et böylelikle kadın güler yüzlü olur ve erkek cinsel birliktelikten daha fazla lezzet alır[1]

Eğer bu hadise dikkat edecek olursak sahih bir hadis olması da göz önüne alındığında içtihadı olarak şu sonuçları elde ederiz: bu hadis üzere kadınların sünneti konusunda bir Sünnet( yani müstehap) olma durumu söz konusu değildir. Yalnızca haram olmadığı ve yapılacak ise en azı ile yetinilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Zira o dönemde kullanılan sünnet yöntemlerinde kız çocuğuna çok fazla zarar verilmekteydi. Diğer taraftan o dönemde bu operasyonun kadınlar arasında revaçta olmasının sebebi erkeğin birden fazla eşinin olması ve kadınların eşleriyle olan ilişkilerinde diğerinden öne geçme arzusu yatmaktadır. Bu zikir ettiğimiz rivayet bazı küçük tabir farklılıklarıyla birçok diğer kaynakta da aktarılmıştır.

Hz. Ali(a.s) şöyle buyuruyor: “Kız çocuklarının sünnet edilmesi sakıncalı değildir ama erkek çocuklarının sünnet edilmesi gerekir. Erkek çocuklarının sünnetini mümkün olduğu kadar erken yapın kız çocuklarını ise yedi yaşından önce sünnet etmeyin.”[2]

Yine bu rivayete dikkat edecek olursanız içtihadı olarak hiçbir delalet bulunmamaktadır bu operasyon Sünnet(müstehap) olsun daha çok haram olmadığı vurgulanmış. O dönemde var olan kız çocuklarını erken sünnet etme âdeti de yasaklanmıştır.

İmam Sadık(a.s) şöyle buyuruyor: “Erkek çocuklarının sünnet edilmesi Sünnettendir ama kız çocuklarının sünnet edilmesi Sünnetten değildir.”[3]

Allame Meclisinin naklettiği bu hadiste açık bir şekilde bu operasyonun Vacip ve Sünnet olmadığı vurgulanmıştır.

İmam Muhammet Bakır(a.s)’a ashaptan birisi şu soruyu yöneltiyor: Rum beldesinden gelmiş bir hizmetçi evimde çalışmaktadır. Onu sünnet edecek bir kadın bulamıyorum ne yapmalım? İmam Muhammet Bakır(a.s) şöyle buyuruyor: “ Sünnet olma emri(desturu) erkeleredir kadınlar için böyle bir emir bulunmamaktadır.”[4]

Bu hadiste de açık bir şekilde kadınların sünnet edilmesi konusunda İslam dininin bir desturunun bulunmadığı vurgulanmıştır. Daha da ötesi hadisin dalalet ettiği bir diğer nokta: Arap toplumunda yaygın olan bu gelenek İslam dininin gelişinin üzerinden bir asır geçmesine rağmen öylesine yaygınlığını yitirmiş ki ashaptan soruyu soran şahıs bu operasyonu gerçekleştirecek kimseyi bulamadığını dile getirmektedir. Eğer kadının sünnet olması müstehap olsaydı kesinlikle böylesi bir durum söz konusu olmazdı.

İmam Ali Rıza(a.s)’dan nakledilen bir hadiste şu tabir bulunmaktadır: “Sünnet olmak Erkeklere vacip olan bir Sünnettir ama Kadınların hakkında saygı gösterilmesi gereken bir adettir.[5]

Hadise dikkat edilirse anlaşılacağı üzere bu dini bir destur değildir; Arap toplumunda yaygın olan bir adettir. İslam dini toplumların gelenek ve göreneklerini ilahi hükümlerle ve inançsal temellerle çelişmemesi durumunda yasaklamamış ve anlayışla karşılanmasını tavsiye etmiştir. Diğer taraftan ise insanın doğal ihtiyaçlarını karşılama noktasında harama duçar olma durumu söz konusu değilse istedikleri gibi davranma haklarının var olduğudur. Zira bu operasyonun yapılma amacı bu doğrultudadır.

Kadınların sünnet olmasının Müstehap olduğuna delalet edebilecek bir hadis İmam Sadık(a.s)’dan nakledilmiştir şimdi onu aktarıyoruz: Ravi İmam Sadık(a.s)’in şöyle buyurduğunu nakleder: “Hizmetçi kızların korunması övülmüştür ama vacipte değildir, Sünneti (Nebevi) de değildir. Ama ne kadar da beğenilen bir harekettir.” [6]

Bu rivayetin açık delaleti kadınların sünnet olmasının müstehap oluşuna delalet etmemektedir. Zira Vacip ve Sünnet olmadığı açık bir şekilde ifade edilmiş ve bir adet olarak doğru olduğuna dair bir ifade içermektedir. Diğer sahih hadislerle bir arada ele alındığında daha doğru bir sonuç elde edilecektir.

Usul-i olarak erkek ve kadının avret bölgesine bakmanın karı koca dışında haram olduğu göz önüne alınacak olursa ve bu operasyonda böyle bir gereklilik söz konusudur. Bu açıdan kaçınılması gereken bir eylem özelliği taşır. Diğer taraftan hadisler ışığında kesin olarak İslami destur olmadığı açıklık kazanmıştır. Kadının sünnet olması Arap toplumunda var olan genç kız çocuklarına uygulanan cinsel lezzeti artırmak ve onların kadınlığa adım atmalarını amaçlayan bir operasyondur. İnsanın eşinin böyle bir talepte bulunmaması ve bunda ısrarcı olmaması dışında böyle bir işe kalkışmasının hiçbir gereği yoktur.

Bizler bir Müslüman olarak İslam dininin desturlarına amel etmekle mükellef insanlarız Arap kültürünün İslam’ın teşvik ve tekit etmediği adetlerini uygulamak gibi bir zorunluluğumuz ve gerekliliğimiz bulunmamaktadır.

 

Not: bu yazıda Müstehap anlamına gelen sünnet kelimesine Büyük “S” harfiyle başlanmış diğer anlama gelen sünnet kelimesine küçük “s” harfiyle başlanmıştır.

 

 

 

 

[1] Kafi, 6.c , 38.s.

[2] Rovzetul Muttegiyun fi şerh men la yehzurul fakih, 8.c, 618.s.

[3] Mirat’ul Ukul, 21.c, 66.s.

[4] Mirat’ul Ukul, 21.c, 66.s.

[5] Uyun Ahbar Rıza, 2.c, 125.s.

[6] Kafi, 6.c , 37.s.